“biri açık olsun”
- Rumeysa Uzunoğlu

- 24 Eki
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 1 Kas

bir gece yarısı sana nail olmak vardı,
bak şimdi ciğerlerimde ölü kelebeklerle
her duman içime çöküyor
sözgelimi küf tutmuş bir yalnızlık gibi
yüzbinlerce yıl sürecek
adı konmamış bir his büyüyor içimde
sinir uçlarından örülmüş bedenimde
hiç dillendirilmemiş bir veda eşliğinde
günbegün yok oluyorum
göğsümde son sözlerin dururken
ruhumu avuçlarımla söküp çıkarmak,
canımı için için yakmak istiyorum
bilirsin ben zaten hep bu civarlardaydım,
pek durağım yoktur öyle
kimi zaman seni özlediğimde
bir çay söylüyorum,
“biri açık olsun” demiyor kimse.
ruhum demleniyor böyle
zifti çıkıyor
onca şeyden sonra
eskiden parlak bir yıldızmış
göğünü yitirmiş derler benim için.
hiç bilmediğim sokaklarda
ne çok şey sustum
hiçbirini duymamış dünya
açlığım mekanik
susuzluğum organik olabilir mi?
bak sonbahar geldi
mantarlar büyüdü
-ne garip
oysa ben çürüyorum
bu sebepten
benimle birlikte yitip gitme diye
boynuma seni işledim
öyle öfkeliyim ki,
sığmaz içim yüreğime,
pek bilmez kimse,
küfre başvururum böyle zamanlarda.
bir yerde okudum
"o olmadan her şey hiçe dönüşüyor" diyordu
neredesin
sensiz yaşadıkça
her nefes bulandırır içimi
bir acıyı kusmak isterim
öyle çok ağrıdım ki,
yalın bir halde gördüm,
dünyayı ve insanları,
kimse sevmez aslında kimseyi.
sen olmadan her şey hiçe dönüşüyor
evet
ruhum bulandı bir kere
yaşamak,
ne uzun duygu.







Yorumlar