03.05.2025
- Rumeysa Uzunoğlu

- 3 May
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 15 Haz

senden yoksun olduğumu
bilmez kimse
yamacındaki
o eski güzelliğimi
tanıyamaz gayrı
nasıl bilsin?
şahit olmadı bu şehirde kimse
bizim yarattığımız fanusa
gözlerinden gözlerime yansıyan ışıltıya denk düşemedi hiç kimse
bu yüzdendir
düz bir zaman çemberinin içinde
zavallı insanoğlundan sakınışım seni
ölümün herkesin başına gelecek
sâfi bir yaşam koşulu olduğunu
yedi yaşımdan beri biliyorum
ancak
öyle parçalandı ki ruhum
ömründen feragat edip
bana bir ömür yaratmış olduğun halde
sen bile tanıyamazsın artık iklimimi
epeyce çirkinleştim
anladım ki
benim alemetifarikam sendin
kendimi taşıyamaz haldeyim
beni dizlerinde uyutur musun
Yok binbir güçle aldığım
nefese bir mazaret.
Epiktetos'un dediği gibi; kendi cesedini sırtlanmış ufacık bir ruhum ben
bu sebepten dünyada daha az yer kaplayışım
ve evet kimse ilgilenmedi açlığımla
yanan damarlarımı okşayan olmadı
zaten üstümü örtmeye de gelmedin geceleri
öyle bir adam sevdim ki
her zerresine düştüğüm
kaz ayaklarını ezbere bildiğim
gülünce kısılan gözlerinden tanıdığım
aynı bozuk hücreyi paylaştığım
evvelden beri inşa ettiği
bütün dünyalar çöktüğünde
benim inşa ettiğim
bütün sevgileri ve inançları
beraberinde götürdü
her şeye
kendime rağmen
olmaz da belki sana ulaşır diye
ruhumdan bir köprü kurdum
her doğan gün
yalnızlıktan kaybettim
zaman mefhumunu
şimdilerde başucunda gülhatmi
oysa bahçemizde gül begonyalar olacaktı.
çocukluğumun sadâsı
artık benim bildiğim bir
dünyada yankılanmıyor
henüz sana ulaşabilmenin
bir yolunu bulamasam da,
avare şiirlerim sana emanet
bundan böyle
şuramda bir şey var
bir ur
telaşlanma hemen
eskisi gibi değil
adına başka bir şey diyorlar
bana sorarsan
bu bir karanlıktan ziyade
gözlerimi söküp atan
binlerce güneşe bakmak gibi
kafi bana bu kadarı
yaşayamam daha fazla bu külfeti
en çok da duydukça dualarını
hiçbir öfke soğutamaz içimi
amma da kavga ederdik yaşam uğruna
mavi işlemeli bir tabak incirle
yahut bir fincan kahveyle son bulan
buna bile öyle hasretim ki.
nasıl desem
yalnızca
her şeyin damarlarımı yaktığı
bir zamana geri dönüp
sonsuza kadar orda kalmayı
senin yaşadığın bir dünyada
senin tarafından sevilmenin sade
mükemmelliğini geri istiyorum
Kaybolmuş ve güvensiz şekilde yenemeyeceğim bir gerçekliğin içinde
sevdiğim her şeyin olduğu
bu yerin ortasında
senin olduğun bütün anıları saklayacağım
sen hep benim evim olarak kalacaksın
senin seven gözlerinden uzak bir şekilde
gerçek dünyanın bataklığında çürüdüğümde ise
bu dünyaya dönüp
gözlerimi kapatıp,
seni tanımanın
sade mükemmelliğiyle
kendimi avutacağım
başka bir yer olduğuna inanmıyorum
fakat
yanımda olduğun
elimi tuttuğun
gözettiğin
saçımı okşadığın
gülücüklere boğduğun
doyurduğun
acımı hafiflettiğin
üstümü örttüğün
yaramı sardığın
birlikte kötücül şeylerle savaşıp
dünyayı yendiğimiz her an
benim cennetimdi zaten
bu yüzdendir ki
kalbime sakladığım seni
her şeyden ziyade seviyorum
iyi ki doğdun
iyi ki varsın
iyi ki vardın








Yorumlar